Ağustos 22, 2017

Birikmiş Vagon Gözyaşları


Buz tutmuş bir tren vagonunu ancak zaman ısıtabilir. Raylar istediği kadar oturmuş olsun, üşümüş bir tren asla yola çıkmaz. Aslında yolcularını sevdiklerinden ayırmak istemez trenler, fakat gitmek onların doğasında vardır. Etrafı ağlayan ve vagonlarla birlikte koşan insanlarla doludur. Küçük çocukların eğlencesi, büyük insanların son gecesidir. Trenler, vedadır. Ne kadar çok ziyaretçisi olsa da, kimse trenleri sevmez. Sanki gönlündeki bağı bir vagona bağlarsın, ve o tren onu alıp götürür. Trenler, elvedadır. Asla mutlulukla ayrılamazsınız o garlardan. Ya Ramiz Selma'sına veda etmiştir. Ya da Nazım Piraye'sine. Giden hüzünlü, kalan emrihaka kavuşmuştur. Esasında kalandan çok giden yaralanır. Trenin hızı kadar kalbine çiviler saplanır, ama hala diridir. Hızla geçen evlerdeki cıvıltılar ve sevgi sesleri onu öldürür. Hikayelerini düşünür, o gördüğü insanlarda yaşadığı şeyleri hayal eder. Hızla geçen evlerde kendini görmek ister. O da sıradan olmak ister. Hızla geçip gidilen birisi olmak ister. Hayatın onu görmemesini ister. Bazen; o an için değilde zaten yaşadığı için, nefes almak ister. 

Kademeli vagonlar, kademeli insanlara ayrılır. Her vagonun ayrı bir vedası vardır. Birisi sevdiğini alıp götürür. Öteki sevdiğini terk edip gider. Bir diğeri anasına son kez sarılarak askere uğurlanır. Bir başkası anasını babasını öldürüp şehirden kaçar. Raylar gitmek istemezcesine sesler çıkartır. Çığlıklar biraz yavaşlatır onları, duraksarlar. Ve ardından, vagonlar gözyaşlarıyla dolar. Yine birileri gider, birileri kalır.

Mektupların havada uçuştuğu, bavulların üst üste dizildiği, sarılmaların bitmediği, ve ağlamaların susmadığı gündür o gün. Babalar dimdik durur içi ağlar, analar gözyaşı döker yine de sapasağlam. Sevenlerin birleştiği an çıt çıkmaz kimseden. Çünkü herkes bilir ki, orada zaten kıyamet kopuyordur. Tren garları, hastane kapılarına benzer. Tek fark, gidenin gelip gelmeyeceği hiç belli olmaz.

Trenler, gidip de gelmeyenin, gelip de bir türlü gidemeyenin oyunudur. Trenler bizlerdir.
Samet Tutal
Samet Tutal

Blogda fazlaca profesyonelim, hayatta bayâ acemiyim ve kendimle oldukça barışığım. Her şeyi eleştiren ve eleştirilmeye de açık bir insanım.

12 yorum:

  1. üniversite yıllarımdaki vedalar canlandı gözlerimde. Trene biner, hüzünlenirdim. Vedalar çok zor gelirdi o zaman.
    Çok güzel bir yazı. Yüreğine sağlık, Samet :)

    YanıtlaSil
  2. Samet , tren yolculuklarim gecti gozumun onunden her kelimen tek tek anlari hatirlatti yasatti yuregine saglik canim sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, bazı şeyleri tekrardan hatırlatmak güzel bir şeydir :)

      Sil
  3. Trenle yolcuğumu pek severim fakat, vedaları hiç sevemedim :/

    YanıtlaSil
  4. Kardeşim ne güzel de anlatmışsın.

    YanıtlaSil
  5. Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş,
    Sersem.
    Ben seni beklerken ölmem ki..
    Beklersem.

    YanıtlaSil
  6. Gönle giren gözden ırak olsa ne yazar.
    Tren dediğin insanı bir mekandan diğer bir mekana bir zaman aralığıyla taşır.
    Kalp dediğin ise birinin ruhunu taşır.
    Sevgi ağında, herkesin modemi kalbiyse, sinyal alanı sonsuzdur.
    Zaman mekan tanımaz.
    Böyle sonsuz bir ağı
    Sınırsız bir hatta bağlamazsan
    Gidip kotalı kullanırsan
    Ne zaman yeteer ne mekan.
    Allah kalbimizi sonsuz aşk suyuyla doldurulabilen bir havuz gibi yaratmış.
    Çünkü Allah sevgisi sonsuzdur. Sen gidip kalp havuzuna gül kokan sonsuz Allah aşkı suyundan doldurmazsan, fanilerin sevgi suyu kalbine kezzap olur.
    Ve böyle trenlerin ardından elini sallar dönersin.
    Cicibomq.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumlama şeklinde dokundurma var ama pek yanaşamadan geçip gittin sanki. Teşekkür ederim :)

      Sil