Asıl Hırsızlık Çalamamak

Selam dostlar, saat tam olarak 4:07. Fakat siz bu yayını öğleden sonra göreceksiniz. (Bu saatte okuyucu nereden bulayım ha?)

Başlığa uygun bir yazı yazmak istiyorum ama başlık kendini çok iyi tanımlıyor. Üstüne bir şeyler eklemek isterim tabii ki.

Evet asıl hırsızlık çalamamak. Kalbi yerinden oynatıp kaldırmamak. Nasıl bir şey biliyor musun? Küçük bir çocuğa oyuncak alınması için söz verilip "Param kalmadı yavrum, başka bir zamana." Demek gibi. Biraz hayal kırıklığı biraz da gelecek için umut. "Acaba.." ikilemi.

Dudak uçuklatan hediyeler sonrası, küçük bir söz için ayrılmak ne zaman aşka girdi? Yoksa para mı aşk oldu? Ya da ikisi de sadece insani duygusuzluklar mı? Ya da şey şey, maddiyatla duyguyu birbirine karıştırıp ortaya 3 kelimelik bir paçavra mı attınız? Yoksa aşkı bir paçavra mı sandınız? Yanıldınız. Aşk, Allahtır. Onun yoluna kurulmuş her bir merdiven adımıdır. Adım, yaklaşmaktır. O halde aşk, Allah'a adım adım yakınlaşmaktır.

İstediğin gibi bir yazı olmuyor mu? Şöyle cümleler istiyorsun sen biliyorum: "Aşk, deniz gören evdeki terasdır." Şarkı güzel tamam ama bıkmadınız mı birader?

Aşk, uzun yıllar sonra ilk defa gördüğün küçüklüğünü geçirdiğin evindir. Anılarla ve hikayelerle dolu. Aşk, oruç sonrası açılan iftar anıdır. Aşk senin benim gibi insanların bildiği gibi değil. Aşkın anlamı fazla. Bir kıza körü körüne bağlanmak onu beğenmek falan değil aşk. Bizimkisi, ona sahip olma isteği gibi saçma bir duygu.

Yine değerli bir insandan, Sagopa Kajmer'den bir alıntı yapmak istiyorum: "Aşk yok artık, kalmamış bu devirde. Deme vardır hak yeme ara bul. Aşksız olsun, kalbim neşe dolsun deme bu ne fena bir hatadır!" Lafı gevelemeden, dosdoğru cümleler. Saygılarımı gönderiyorum kendilerine.

Aşk, iki taraflı beğeniler sonucu oluşan hoşnut sözler değil. Geniş açıdan bak mesela bir yandan da aşk, beklemektir. İsmail abinin gemiyi beklemesi gibi. Dedim ya "acaba.." ikilemi.

Aşık zannetmeyin beni sakın. Ben gönül yolundayım. İşim insanları eleştirmek. Eleştirmek için eleştirmek değil; sadece eleştirmek. Hem güzel, hemde kötü...