Aralık 30, 2015

Kitaplardan Alıntı - Elimi Sıkmayan Adam




Bugün Elif Şafak'ın en sevdiğim kitabı med-cezir'den bir kısmı sizinle paylaşacağım. Bir el sıkmayışının binbir türlü sebebine değinmiş olan Elif Şafak gerçekten çok başarılı bir yazar.

"med-cezir" kitabında 68 tane hikaye veya bir şeyler anlatmak istenen kısa-uzun yazılar var. Bu kitapta en beğendiğim bölüm birazdan paylaşacağım bölüm.

Yazı beni etkiledi ve anlatmak istenileni anladım sanırım. Umarım sizde beğenirsiniz. Kitaplardan alıntı zaman zaman yayımlayacağım, takipte kalın.

ELİNİ UZATMAYAN ADAM

 Günlerden bir gün Amerika'da bir grup Türkiyeli aydınla kesişir yolum. Tanışıyorum her  biriyle teker teker. İsimler, tebessümler, takdimler... tanışma sıcak, doğal, kendiliğinden.  Derken sıra bir başkasına geliyor, o da zannınca münevver. Elimi uzatıyorum "merhaba"  diyerek çünkü benim yaşadığım evrende insanlar birbirini böyle selamlar, böyle karşılar.  Çünkü benim kitabımda selam "kelam" demektir, kelam ise özün özü. Ama elim havada asılı  kalıyor. Adam elimi sıkmıyor. Benden esirgediği tokalaşmayı berikilerden esirgemiyor ama.  Tek tek tokalaşıyor berikilerle, erkeklerle. Benimle tokalaşmıyor. Geri çevirdiği elimin  gönlünü almak için herhangi bir hamlede bulunma gereği de duymuyor. Ne alıp kalbine  götürüyor elini ne baş kırıyor. Sanki elim ve dolayısıyla ben ayaklı bir kusurmuşuz gibi  yüzünü başka yana çeviriyor. Elimi sıkmayan adam kendini "iyi bir Müslüman" beni de  sadece ve sadece "kadın" addediyor. Sahneyi olduğu gibi muhafaza edip karakterleri  değiştirerek düşünüyorum. Diyelim ki iki farklı ırktan insan buluşup merhabalaşıyorlar. Sonra biri ötekinin uzattığı eli havada asılı bırakıyor, sıkmayı reddediyor. Çünkü beriki farklı  bir ırktan, mesela siyah. Ya da iki insan buluşuyorlar, ikisi de farklı milletlerden. Biri ötekinin  elini sıkmayı reddediyor, çünkü beriki başka milletten, mesela Yunanlı ya da Ermeni ya da  Yahudi. Bir Türk bir Yunanlının, bir Amerikalı bir Iraklının, bir Fransız bir Cezayirlinin ya  da beyaz bir adam siyah bir adamın elini sıkmadığında ne hissedersiniz? Bu durumu nasıl  tanımlarsınız?

 Benim bildiğim bunun adı ay-rım-cı-lık-tır. Düpedüz. Dosdoğru. Seni, senin yaratmadığın,  içine doğduğun, doğuştan edindiğin kimlikten, kisveden, suretten ve bedenden ötürü, ya  kendinden hakir ya da kendinden uzak görerek öteliyorsa biri, bunun adı ay-rım-cı-lık-tır.  "Yaratılanı sev, Yaradan'dan ötürü" diye fısıldayan ve "Bir gönül kırdın ise bu kıldığın  namaz değil" diyen tasavvuf geleneği, kadının elini sıkmamak suretiyle böyle orta yerde  kalbini, onurunu, haysiyetini inciten ve onu öteleyen, meclislerden dışlayan bu davranışı nasıl  olurda içine sindirir? Sindirir mi? Sahi?

Elimi sıkmayan adam! Sanmam ki taşları ayrımcıkla döşenmiş bir patika olsun buradan cennete uzanan...

 Elif Şafak'ın bir bölümünde yazılan bu kitabı tanıyıp okumak isterseniz buraya tıklayarak bilgi  edinebilirsiniz.
Adsız
Adsız

Blogda fazlaca profesyonelim, hayatta bayâ acemiyim ve kendimle oldukça barışığım. Her şeyi eleştiren ve eleştirilmeye de açık bir insanım.

3 yorum:

  1. ;) ne kadar da Saçma bir bakış acısı. Herşeyden önce herkes ayni degıl farklı inanc ve alışkanlıklarımız olması bizim zenginliğimizdir. Kadınlar da erkeklerle tokalasmasıgı zaman erkek cinsini assagılamıs mi oluyor ayni bakış acısıyla. Biz Türkler biraz da farklılıklara kapalı bir düşünce sistemimiz var. Ilk defa üniversiteye Viyana'ya gittiğimde hocamla görüşmeye odasına gittiğimde adam elini uzatmıştı ben de elimi uzatmayıp inanc olarak karsı cinsle tokalasmadıgımızı söyledim. Söyledikten sonra içimden dedim ki tamam adam beni gericilikler çağ dışılıkla suçlayıp sürat yapacak. Ama hoca öyle mahcup oldu ki özür ezile ezile özür diledi bılmedıgını yoksa böyle bır Saygısızlık yapmayacağını söyledi. Öyle şaşırdım ki evet aslında benim inancıma SAYGI duymak bır dıger kişinin mecburiyetiydı aslında. Nasıl ben saclarını yanlardan uzatan musevıye Saygısızlık edip Saçma bulduğumu söylemeye hakkım yoksa bir baskasının da Karşı cinsle tokalasmayan birisine bu yazıdaki gibi ve benzerı sekillerde ithamlarda bulunmaya Hakkı yoktur. Evet kuressellesıyoruz. Be küreselleştikce tum Kültü be inançların aynileşmesini istiyoruz oysa aynileşmek değil farklılıklarımıza SAYGI duyup birlikte yasamak bizi zenginleştirir. O hocanın bu erdemli tavrı bana inançlarımı ifade etmekten uyanmamayı öğretti. Şimdi basım dik bir sekılde inancımı söyleyip tokalasmıyorum ve karsı taraf Elif Şafak gibi düşünüyorsa bu onun saygısızlıgı ve tahammülsüzlüğüdur onu biliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Düşünceleriniz ve yazı hakkında ki fikirleriniz için teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  3. Ben de Aşk kitabını yeni bitirdim. Aynı şekilde bu olay her müslümanın başına gelir ve yukarıdaki yorumdaki gibi aynı olaylar günlük yaşantıda karşıma çıkıyor ve uygun bir dille inancım ve dinim açısından yanlış olduğunu söylüyorum.Karşımdaki erkekler benden özür diliyor. Bense özür dilenecek bir durum olmadığını söylüyorum çünkü insanlar bunu bilmeden yapıyor. Farklılık her zaman güzel bir şey herşey zıttı ile vardır :)

    YanıtlaSil