Şubat 09, 2017

Tembel Edebiyatı


Selam millet, nasılsınız neler yapıyorsunuz? Mükemmel bir hayatı yaşamak için çalışmaya devam mı? Ah canlarım benim.

En son ne zaman bir insana değer vermek istedim, hatırlamıyorum. Gözüm o kadar kötülüğe, nankörlüğe, haksızlığa alışmış ki; insanların yaklaşımlarını samimi bulamıyorum. Belki de bencil bir insanım. Şöyle düşünün, bana şu Dünya'da çıkarı için yaşamayan bir insan gösterin? Arama boşuna yok. Fedakarlık gebermiş gitmiş. Fedakar insanlar artık keriz diye adlandırılıyorlar biliyorsunuz değil mi? Ah bazı piçler insanları aşağılamaktan kendini alıkoyamıyor.

Kayboğuşmak. Tek kelimede anlattım değil mi? Kaybolduğum yerde kendimle boğuşuyorum yardım edin. Aslında kaybolmadım ulu orta yerde bekliyorum birilerini. Sanki uçan bir cisim gelip beni götürecekmiş gibi. Sanki onun olduğu yere beni ulaştıracakmış gibi. Ortada kalmış ortalık kişiyim. Bekliyorum.

Gözlerim hiç de bu Dünya'ya tutunmak istemiyor. Soba tınkırtısında gebermek istiyorum. İnsanlarla boğuşmaktan yoruldum. Birilerini ezmekten utandım.

Yaşamak, pamuk şekeri yapan amca gibi.  Aslında çok sevilen bir şey yapıyor ama yapmaktan sıkılıyor. O şekerin pamuktan yapılmadığına defalarca şahit oluyor. Bıkıyor ama sırf birileri seviyor diye yapmaktan vazgeçmiyor.

Birileri yakamızdan tutup "Lan nereye gerizekalı, nereye!? Nereye koşturuyorsun nereye ulaşmaya çalışıyorsun!?" diye sormalı. Hakikaten sabah'ın 6'sında kalkıp nereye koşuyoruz? Birileri bu uzun koşturmaların sonunda size "Helal olsun vallaha." desin diye mi bu aceleniz. Artık Dünya devri değişiyor. Herkes fakir olacak, kimse kimseye yetmeyecek. Ulan kimse demedi ki "Ben hayallerime koşuyorum." 1 saat sonra kapıyı çaldı zaten "Otobüsü kaçırdım." diye.

Yayının ismi tam bana layık. Tembel edebiyatı. Şey gibi yani. "Şu şu kitabı okudunuz mu?" sorusuna "Ben bir iki sayfasına bakmıştım." cevabı gibi. Bilmeyip de bilenlerden önce konuşan tiplerden. Kendimi seviyorum ya. Kimseyi dinlemiyor eziyor geçiyor vallaha kerata.

1 veya 2 gün sonra Emine Bektaşi'nin paylaştığı "Reklamlardaki Gibi Olmayan Şeyler" akımına bende katılacağım. Başlığa tıklayıp onun yazısını da okuyabilirsiniz. Saçmaladık bugünde, vesselam.
Samet Tutal
Samet Tutal

Blogda fazlaca profesyonelim, hayatta bayâ acemiyim ve kendimle oldukça barışığım. Her şeyi eleştiren ve eleştirilmeye de açık bir insanım.

9 yorum:

  1. Nereye, ne için koşuyoruz soruları sık sık beni de düşündürüyor, cevap bulmak zor en azından tatmin edici bir cevap bulmak. Sürüklenip gidiyoruz ya sonumuz ne olur bilmiyorum artık.

    YanıtlaSil
  2. Tembel yani ben. Yaw vallahi yıldık herşeyden.
    O akıma kapılmak isteyip de katılamıyorum. Bulamadım ben o reklamlardaki gibi olmayan şeylerden yaw. kafa tınne.

    YanıtlaSil
  3. ''Kayboğuşmak''

    Vallahi de bunu lügatıma ekliyorum Samet. Çok beğendim. Şuan içinde bulunduğum durumu bundan iyi hiçbir kelime anlatamazdı. Seni TDK'nın başına geçirmek gerek... Eminim manası daha derin kelimelere kavuşuruz.

    Nereye koşturuyoruz ben de bilmiyorum inan. Düzen bize koş diyor, biz de ayak uyduruyoruz. Buna mecbur bırakılıyoruz ve bu çok acı. Yoruldum. İnan bana yaşlı bir insan kadar yoruldum. Sevgiler kardeşim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah. Bu güzel yorum için çok teşekkür ederim.

      Sil
  4. Merhaba Samet, bana bir ulaşır mısın ? Sana bir soru soracağım. E-posta : iletisim@mustafaalniak.com

    YanıtlaSil
  5. Hepimiz koşturmadayız bir meçhulün peşinde. Dur durak bilmeden, durupta düşünmeden. Düşünsek bile bir netice elde edemeden koşturmaktayız.

    YanıtlaSil