Kasım 30, 2016

Kokuşmuş Beyin Fırtınası


Neden kokusunu bildiğimiz halde parfümü sıkma gereksinimi duyarız? Bunu merak ediyorum ya da; neden korkacağımızı bilsek de o sinema koltuğuna otururuz ki? Neden bilinenlere bilinmezlik getiriyoruz? Ya da ben bunu neden sorguluyorum? Sorguladığım halde bir sonuca varamayacağımı bilmem sorgulamayacağım anlamına mı gelir? Oh bu bana da ağır geldi. Sizce bunlar kelime oyunu mu yoksa kelime oyunu olduğunu düşündüğünüz bir beyin fırtınası mı? Bence tüm bunların cevabı sizlere sunduğum şıklarda yer almıyor. Saçmalık.

Aslında düşündüklerim bunlar değil. Ben bu aralar şunu fark ettim; iç dünyamda hissettiklerim suratıma yansımıyor. Sizde de oluyor mu bu? İnanılmaz derecede üzüntü yaşarken kaşlarımı çatmaktan zevk alıyorum. Bu yüzden çevremdekiler gibi bende bana inanmıyorum. Pek göründüğüm gibi biri değilim bu yüzden Mevlana'dan özür dilemeyi borç bilirim.

Geçenlerde şehrin kargaşasını gözlerimi kapatarak dinledim. Bir an herkesin her şeyi durdurduğunu düşündüm ve kargaşanın biz olduğunu fark ettim. Akan bir suya yön vermezsen, bildiğini okur ve yok olur. İnsanlar kargaşadır ve Dünya buna ev sahipliği yapar.

Küçükken "Neden para diye bir şey var ki? İnsanlar bir olup üretse ve herkes bundan faydalansa mantıklı olmaz mı?" derdim. Şimdi gülüyorum çünkü büyüdükçe bırakın Dünyayı, iki insanın konuşarak anlaşamadığını ve çıkar içinde yaşamaktan zevk aldığını gördüm. Soruyorum sana: Geleceğini hazırlarken ya "geçmiş" dediğin zaman da yok olursan? İnsanlar robottan farksız ve herkes biraz daha üstte durabilmek için ayak çürütüyor. Herkes insanları o kadar umursuyor ki, her gün farklı bir kıyafet giymedikleri zaman aciz gözüküyor oluyorlar. Halbuki hiç kimse kimsenin umurunda değil tavırlarında.

İlim öğrenmekle adamlık seviyesini şaşmak akıl kârı değil. Unutmayın: Yarı âlim, cahilden daha tehlikelidir. Hepimiz yarı âlim sınıfından mezunuz ama bundan haberimiz bile yok. Bilmemek, bilmişliğin en üst seviyesidir ve insanlar hem bilmezler hem de bilmişlerdir.
"Bu ülkeye fırıncıda lazım." diyen canım öğretmenlerim vaktinde sınavlarda Güdük Necmi'yi oynuyorlardı. Hepimizin hedefi Horward belki de ama hile hurda peşinde koşmaktan onu da unuttuk. "Hayvanlar gibi çalıştım." diyen YGS birincisi, sınavın insanları nasıl bir sınıflandırmaya soktuğunu çok iyi anlatmış. Biz nereden geldik bu konuya yala? Gaffam döndü.

Düşündüm de, yukarda söylediğim herşey de benim de küçük bir payım var. Ne de olsa ben de sizdenim. Onu boş verin de size şeyi söyleyeceğim. Bugün uzun zamandır konuştuğum birinden ilginç bir cümle duydum. Şöyle diyordu kendileri: "Artık insanlara güvenmiyorum, bana yabancı geliyorlar. Yanımda kimsenin olduğuna inanmıyorum bu yüzden sende benim için herkes gibisin." Bu sözleri duyunca hayal kırıklığına uğramadım, ar damarım gıdıklandı. İnsanlar o kadar farklılaşmış ki, kendinden görmediği birine zarar vermeyi çok seviyor. Mesela ben değer verdiğim bu insanı bu saçma sebep yüzünden kaybettim. Ha bu sebep mi? Alası. "Gitme kal diyemedim." triplerinde biri olmadığım için eyvallah attım cevapsız kaldım.

İnsanı üzen insan, dengesizdir. Ey dengesizler dengesizi, üzme artık senden olanı!
Allah'ın bize göndermiş olduğu ayetlerde her zaman gözüme birşey çarptı. Her ayette sonsuz kudretimiz Allah, hem iyiliği hem de kötülüğü mûkafatlandırmıştır. Kısacık bir ayette bile hem iyiye hem de kötüye ders veren Yüce Rabbim, adaleti her cümlesinde belli eder.

Ankebût suresinde "Allah'tan başkalarını dost edinenlerin durumu kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!" Dost nedir? Doğru söyleyendir. Allah'a kulluk etmekten kendinizi alıkoymayın.
En son Güdük Necmi diyorduk dimi? Allah rahmet eylesin çok kafa bir adamdı. Hahhaah ayak üstü hem espri hem sevap. Ben bu işi çözdüm.

O bu bir yana, bugün Adana'daki öğrenci yurdunda çıkan yangında hayatını kaybeden öğrencilere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Maalesef sorumsuzlukların faturasını yine gençlerin ödediği bir olay. Allah onları adaletiyle ödüllendirsin.

Yine bir şeyler saçmaladım maruz görün. Yazdıklarımı tekrar okuyup temize çekmeyeceğim bu sefer böyle olsun. Daha yazardım da halim yok albayım. Ben gidiyorum, dostlar beni unutmasın. Hep hatırlasın.
Samet Tutal
Samet Tutal

Blogda fazlaca profesyonelim, hayatta bayâ acemiyim ve kendimle oldukça barışığım. Her şeyi eleştiren ve eleştirilmeye de açık bir insanım.

12 yorum:

  1. İnsana kula kulluk etmesin. Güzel yazdınız, estağfurullah ne saçmalaması. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Okurken beni de savurdun ordan oraya:) Güzel bir yazı olmuş Samet.

    YanıtlaSil
  3. Samet temize asla çekilmeyecek kadar iyiydi eline sağlık. Suya yön verenlerden olman dileğiyle. Sevgiler.
    (ben böyle uzun zaman uğrayamadığım da gelir okur okur sohbet ederim:))

    YanıtlaSil
  4. Bu tarz yazılarda inan senin üzerine tanımıyorum. Seni tanımasam lise öğrencisi olduğuna hayatta inanmam. Herkes "benim içimde küçük bir çocuk var" derken, ben "Samet'in içinde büyük bir adam var" diyorum 😀 Gerçekten bunu daha sık yapmalısın. İyi bir beyin fırtınası oldu gece gece 😀 Kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  5. Harbiden gaffam döndü :)

    YanıtlaSil
  6. Girizgahta olan olan söylediklerinden yola çıkarsak,neden öleceğimizi bile bile yaşıyoruz ki ? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dedim ya tüm bunların cevabı sizlere sunduğum şıklarda yok :)

      Sil